Çarşamba , Nisan 24 2024

Kış bitti “Bahar” geldi. artık çiçek açma zamanı

Yeşilçam’ın gamzeli güzeli, 11 Ağustos 1962 yılında İskenderun da dünyaya gelmiştir.

İstanbul’da büyüyen sanatçı; Elidor Reklamıyla ilk kez ekranlarda görünür ve sayısız reklam filminde yer almıştır. Bu onun star olmasına vesile olmuştur.

Reklam filmlerinden sonra halkın dilinde Gamzeli Güzel olarak tanınmaya başlar. Dönemin ilgi gören fotoromanlarında da büyük beğeni toplar. Bunlardan bazıları, Çarli’nin Melekleri ve Barış Manço ile birlikte yer aldığı fotoromanlardır. Herkesin beğenisini kazanan Bahar Öztan’ın film yapımcıları tarafından dikkat çekmesi de çok zaman almaz. Kısa süre sonra, Şaşkın Milyoner filmiyle sinema hayatına başlar. Bahar Öztan, Yeşilçam’ın Gamzeli Güzeli lakaplı en önemli oyuncularından biri olmuştur. Sürekli sahne teklifi almaya başlayan sanatçı, 1987 yılında ilk kez İzmir Fuarı’nda Bülent Ersoy’la halk konserlerinde ve Seda Sayan’la çalışmaya başladı.

O günden itibaren, yurtiçi & yurtdışı sahne çalışmalarını sürdürür. 1991 yılında Bodrum Yalıkavak butik oteli Spring Otel’i işletmeye başlar. 1993’te evlenir  ve iki yıl sonra bir oğlu dünyaya gelir.

1999’da Bodrum’da bir Prens Prenses isimli bir anaokulu açar. 2001 yılında Amerika’ya gider. Uzun bir süre Amerika & Bodrum’da yaşayan ünlü oyuncu, 2007 yılında tekrar İstanbul’a yerleşir. En son 2007 yılında Koliba Film’in çektiği, Aşk Kapıyı Çalınca ve ayrıca Erler Film’in çektiği Görgüsüzler dizilerinde rol alır.

Oyuncu (69) Bahar Öztan’ın oynadığı filmler.
Başkanın Kızı 2014
Çeken Bilir 2013
Görgüsüzler  (Lale)TV Dizisi 2008
Aşk Kapıyı Çalınca (Nilgün Zeybek) TV Dizisi2007
Kavak Ailesi (Küçük Hala) 1992
Günbatımı Sinema Filmi1991
Sonsuz Kaçış Sinema Filmi1990
Kiralık Anne Sinema Filmi1990
Doyumsuz  Sinema Filmi1990
Yarın Bir Başka Gündür Sinema filmi 1989
Serseri Aşıklar Sinema Filmi1989
Sabahın İlk Işıkları Sinema Filmi1989
Hedef Sinema Filmi 1989
Serçeler Göç Etmez  TV Dizisi 1988
Sapık Kadın Sinema Filmi 1988
Kıbrıs’ta Vuruşanlar TV Dizisi 1988
İstiklal Sinema Filmi 1987
YalvarışYalvarış (Nazlı)Sinema Filmi1987
Vahşiler (Bahar)Sinema Filmi1987
Umutların Ötesi (Gülbahar)Sinema Filmi1987
Severek Öldüler Sinema Filmi 1987
Kiralık Katil Keko Londra’da Sinema Filmi 1987
Kaderim Sinema Filmi 1987
Homoti Sinema Filmi1987
Gençlik Yılları Sinema Filmi 1987
Babamız Eğleniyor Sinema Filmi 1987
Sevdan Öldürdü Beni Sinema Filmi 1986
Namus Sözü Sinema Filmi 1986
Mazideki KadınMazideki Kadın (Selma)1986
Manyak Sinema Filmi 1986
Hasretim Sinema Filmi 1986
Aşk Dediğin Laftır 1986
Ağlama Sinema Filmi 1986
Ayrılık Ateşi 1986
Ava Giden Avlanır  Sinema Filmi 1986
Alın Yazımız Bu 1986
Son Darbe Sinema Filmi 1985
Melek Yüzlüm  1985
MahkumMahkum (Hemşire Ayşe) 1985
Kaplanlar 1985
Kanun Adamı 1985
Fakir Milyoner 1985


Domdom Kurşunu 1985
Cilalı İbo Beni Anneme Götür 1985
Bu Ne Sevgi 1985
Bin Defa Ölürüm 1985
Yuvasızlar 1984

Orta direk 1984
Deli Fişek (Bahar) 1984
Darbe 1984
İkimiz De Sevdik 1983
Yıldızlar da Kayar 1983
Küçük Ağa 1983
Gül Ağacı 1983
Futboliye 1983
Dostlar Sağolsun 1983
Bedel (Sevgi)Sinema Filmi1983


Aptal Kahraman (Hacer)
Sevenler Ölmez 1982
Kırmızı Kelebek 1982
Dört Yanım Cehennem(Murat) 1982
Doktor Civanım 1982
Bizim MahalleSinema Filmi1982
Baş Belası Sinema Filmi 1982
Ağlayan Gülmedi mi?
Kanlı Nigar 1981
Şaşkın Milyoner  1980
Sönmüş Ocak
Çırılçıplak 1977

Gamzeli güzel son yıllarda çok fazla projede yer almazken; 2015 yılında yaşadığı ciddi rahatsızlık sonucu sevenlerini üzsede, bunu çok kısa sürede atlatarak tekrar Hayata kaldığı yerden devam eder.

Şimdi Tekrar eski sağlığına, eski neşhesine kavuşan Öztan’ın o zor süreçte Hürriyet gazetesi ile yaptığı röportajı yayınlıyoruz.

İşte Bahar Öztan’ın dilinden Rahatsızlığı.

Yeşilçam’ın ‘Gamzeli Güzel’ lakaplı oyuncusu Bahar Öztan şu sıralar hayatının en zor günlerini geçirdi. Öztan, karnındaki şişlik şikayetiyle hastaneye başvurdu, doktorların yumurtalık kanseri tanısı karşısında şoke oldu. Vakit kaybetmeden ameliyata alınan Öztan, istirahat etmeye çekildiği evinde Hürriyet’e konuştu.

İlk olarak şikayetleriniz ne zaman başladı?

– Eylülden beri bu hastalıkla uğraşıyorum ben. İlk olarak ‘midenizde gaz var’ dediler. Hamile gibi bir şişkinliğim oluştu, artık gazdan da öte bir şey dedim. İlk doktor gaz dedikçe ben araştırmalar yapmaya başladım. Bilinçli bir hastaydım ben. Doktora bile giderken tahlillerim hazır gittim. Bir sonrakinde enfeksiyon çıktı. Ama ben yine inanamadım. Verdikleri ilaçları aldım, birkaç gün içtim ama nafile. Şişlikten sonra bu sefer ağrım başladı. Ağrıdan duramayınca başka doktora gittiğim. Ultrasona soktu beni ve rahmime yakın bir yerde bir sıvı bulundu.

Bulunan sıvı tam olarak neydi?

Organların biri görevini yapamadığı zaman, bir sıvı bulunur. O salgılanan sıvı da asit. Asit organa zarar vermeye başlar.

lk konulan teşhis neydi?

– Teşhis koymadan önce tüm organlarımı tek tek aradılar. Böbrek, pankreas, ciğerlerim… Hepsi tertemiz çıktı. Artık temiz çıkması beni sevindirmiyordu. “Temiz çıktıkça zaman geçiyor, ne bu” düşüncesi beni yiyordu. En son akla gelen jinelokog oldu. Ultrasona girdim. Son olarak patolojiye gönderdiler sıvıyı. Sonunda yumurtalık kanseri tanısı kondu. Maalesef demedim hiçbir zaman. Çok daha geç bulunabilirdi. Başladım hastalığı araştırmaya…
Bilinçli bir hasta olarak başladınız tedaviye…

– Tabii tabii. Testlerimi dahi tek tek araştırdım. Üç kadından birinde oluyor bu hastalık. Benimki ağırdı ama iyileşmeyecek bir şey değil.
“BEN GÜÇLÜ BİR KADINIM HER ŞEYE GÖĞÜS GERERİM ”

Ameliyat öncesinde hiç tereddüt yaşadınız mı?

– Hiç yaşamadım. “Niye ben” bile demedim. Çünkü Rabbim bana bunu verdi. Mutlaka bir nedeni vardır. Belki de benim sınavım da bu hastalıktı. Başka bir şey de olabilirdi. Daha büyük manevi acılar çekmektense, bu hastalığı atlatırım dedim. Çaresiz dert olmasın. Ben güçlü kadınım, her şeye göğüs gererim. Hiç ağlamadım dahi. Ailemi, oğlumu ve dostlarımı seviyorum. Severek geçirdim ben evreleri. Hâlâ da kötü düşünmüyorum.

İlk teşhis konulduğunda kanser kelimesi sizi irite etti mi?

– Gördüklerinde o sinsiyi, sinsi demiştim. Kemoterapiye başlayacağım ya, ona da ad taktım. Kim-o diyorum. Her döneme isim uydurdum. Şimdi onlar geçti, kim-o başlıyor. Allah’ın izniyle bu da bitecek. Bitince yüzde 85 temizleneceğim.

Kemoterapi, sizin deyiminizle kim-o ne zaman başlıyor?
– Çarşamba günü tanışacağız.

Peki bu evreden tedirginliğiniz var mı?
– Maalesef tek kötü saçların dökülmesi. Ben şampuan reklamıyla tanındım, saçlarım gidecek diye çok üzüldüm. Saçlarımı çok seviyorum. Biz kadınız ya, ilk hemen ‘Saçlar ne olacak?’ diye mırıldanmıştım zaten doktora. Ama sonradan düşünüyorsun hiçbiri benim sağlığımdan önemli değil.

Artık yaşadığımız dönemde saçında çıtçıt, kaynak, peruk olmayan kadın kalmadı. Takarsınız bir tane ne olacak…

– Evet öyle tabii. Mecbur o olacak ama işte doğallığa çok alışkındım ben. E bir de kızım yok, oğlum var. Kokonalığa bu yaşımda da devam ediyorum, birini süsleyip hevesimi alamadım ki. (Gülüyor)
19 GÜN YOĞUN BAKIMDA KALDIM

Geçmişe dönelim biraz, ameliyatı geçirdiğiniz güne. Ameliyata girerken neler hissettiniz?
– 25 Kasım günü ameliyat oldum. Ameliyata girerken hiç umurum değildi. Keyfim çok yerindeydi. Çıkacağımdan o kadar emindim ki, zafer işareti yaparak girdim ameliyathaneye. Ama sonrası çok kötü, çok acılıydı. 19 gün yoğun bakımda kaldım.

Yoğun bakım süreci nasıldı?
– Ben bir gün kalacağım diye biliyordum. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Kaldığım günler çok kötüydü. Allah kimseye, hatta bütün bunları düşmanıma bile vermesin.

Tüm bunları yaşarken psikolojiniz nasıldı?

– Çok kötüydü. Ameliyata girerken yaptığım zafer işaretli kadından eser yoktu. Ama yoğun bakım çok ızdırap. Başka insanların acısını da duymak çok kötüydü. Kendi acımın yanı sıra duyduğum acı sesleri canımı daha da yakıyordu. Hayatımdaki en acılı zamandı. Gerçekten aklıma geldikçe canım acıyor. Başka bir acıydı.

Bu hastalıkla ilgili bilinçliyim demiştiniz. Ailenizde var mıydı daha önce kanser hastalığına yakalanan?
– Rahmetli babamı kanserden kaybetmiştim ben. Akciğer kanseriydi babam. Ona kendimi adamıştım. Bütün evreleri biliyorum. O zamanlar babama ben bakmıştım, şimdi aynada kendime aynı hastalıktan bakıyorum. Bir kader var bunda.

BOMBA GİBİ DÖNECEĞİM BODRUM’UMA

Oğlunuz sürekli yanınızda. Oğlunuzla hastalıktan sonra nasıl bir diyalog geçti?

– Oğlum çok olgun bir çocuktu, daha da olgunlaştı. Güçlü bir adam oldu. Ben bir tek gençken sarılık geçirmiştim. Oğlum beni hasta görmemişti, onun şaşkınlığını yaşadı. Onunla yetişkin biri gibi konuştum. Benden çok ilgilendi tahlillerle. Tezcanlıyım çünkü, her şeyi hemen halletmek için uğraştım. Sadece ameliyatta tereddüt etti biraz.

Ameliyata girerken söylediğiniz bir söz oldu mu oğlunuza?

– Hiçbir şey söylemedim. Çünkü ben çıkıp evime döneceğimden emindim. Tekrar da evdeyim ve tekrar zafer işareti yapıyorum bak. (Gülüyor)

Sanat camiasından sizi yalnız bırakmayan isimler kimlerdi?

– Nuri Alço gelmiş, Nazan Şoray çok aradı. Dünden beri çok arayanlar oldu, ben yaymamıştım.
Bu kadar güçlü duran biri en çok neyi özledi peki?

– Yazı bekliyorum dört gözle. Bomba gibi döneceğim Bodrum’uma. Yaza bomba gibi girmek için temizlendim zaten canım, ne hastalığı! (Gülüyor) Kışı dinlenerek geçirdim işte.

Kaynak: Hürriyet

Check Also

YELDA BAŞARANDAN MOTİVASYON REÇETESİ

Uzman psikolog & Psikoterapist yazar Yelda Başaran yeni yıla “merhaba” dediğimiz şu günlerde ocak ayına …

Bir cevap yazın